Yavuz Sultan Selim'in Şiiri ve Hikayesi

                Yavuz şiire, edebiyata ve satranç oynamaya meraklı biridir. Aynı şekilde Şah İsmail'de de bu özellikler vardır. Sarayında ünlü şairleri barındırır ve çok iyi satranç oynar. Bunu bilen Yavuz, Şâh'ın bu özelliğinden yararlanmak ister. Tebdili kıyafetle (gezgin bir abdal kılığında) Şâh'ın ülkesine gider.
Hanlarda, Kervansaraylarda satranç oynayarak önüne geleni yener. Haber Şâh'a ulaşır. Şâh der ki çağırın birde benimle oynasın. Yavuz, Şâh'ı da yener. Şâh sinirlenir ve Yavuz'a der ki: " Sen edep nedir bilmez misin? Hiç Şâhlar mat edilir mi?" Elinin tersiyle Yavuz'a bir tokat atar. Şâh'ın kızdığını anlayan Yavuz onu yücelten şiirler okumaya başlar.

Sanma şahım/ herkesi sen/ sadıkhane / yar olur
Herkesi sen/ dostum sandın/ belki ol/ ağyar olur
Sadıkhane/belki ol/ alemde/ dildar olur
Yar olur/ ağyar olur/ dildar olur/ serdar olur


 İşte Şâh'ın huzurundan ayrılırkende bu şiiri okur. Ancak Şah İsmail hala onun Yavuz Sultan Selim olduğunu anlamamıştır.

Yavuz yediği tokatın acısını unutmaz. Birkaç sene sonra Çaldıran'da Şah İsmail'i yener ve ona bir mektup gönderir. Mektupta o günkü tokadın acısını aldığını söyler ve ilave eder: " Atacaksan tokadı böyle atacaksın. "