Rivayet olunur ki bunu bulan Brahman rahibi Şah'a bir ders vermek
istemiş. ''Sen ne kadar önemli bir insan olursan ol, adamların,
vezirlerin, askerlerin olmadan hiçbir işe yaramazsın'' demek istemiş.
Şah bu durumdan memnun görünmüş, ''Peki, oyunu ve dersini beğendim. Dile
benden ne dilersen'' demiş. Rahip bu olay üzerine Şah'ın alması gereken dersi hala almadığını düşünerek ''Bir miktar buğday istiyorum'' demiş.
''Sana bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday
istiyorum. İkinci karesi için iki buğday istiyorum. Üçüncü karesi için
dört buğday istiyorum. Böylece her karede, bir önceki karede aldığımın
iki misli buğday istiyorum. Sadece bu kadarcık buğday istiyorum'' demiş.
Şah, kendisi gibi yüce ve kudretli bir şahtan isteye isteye üç beş
tane buğday isteyen bu rahibin, küstahlığa varan alçakgönüllülüğüne
sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş. ''Hesaplayın. Hak ettiğinden
bir tane fazla buğday vermeyin'' demiş.
İnce hesap;
Hesaplamaya ilk kareler kolay gitmiş.
1. Kareye bir buğday,
2. Kareye iki buğday,
3. Kareye dört buğday... Ancak
10. Kareye gelindiğinde 1023 buğday vermeleri gerekiyor. Bu yaklaşık
bir avuç buğdaya karşılık gelir; hesabın hep böyle gideceğini, hep
rahibe böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlardı.
Zaten 15. Kare yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklerdi.
25. Kareye gelince 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. Oysa;
31. Kareye gelince, bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar. Çünkü vermeleri gereken buğday
31. Karede 92 tonmuş.
49. Kareye geldikleri zaman 24 milyon ton buğday vermeleri gerekiyor. Bu ise Türkiye'nin bir yıllık buğday üretiminden fazla.
54. Kareye geldiklerinde ise 771 milyon ton buğday vermeleri gerekiyor.
Bu da dünyamızın bugünkü ölçülere göre bir buçuk yıllık buğday üretimi.
''Madem başladık hesaplara devam edelim'' deyip bitirmişler.
64. kare de tamamlandığında bugünkü ölçülerde dünyanın 1500 yıllık buğday üretimini rahibe vermeleri gerektiği ortaya çıkmış.