Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta,
öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en
kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş.
" Resmin yanına bir de
kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir
çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave
etmiş.
Bunu Yaz
Bir İzmirlinin Kanada Günlüğü
12 Ağustos Kanada'...daki yeni evime taşındım. Çok heyecanlıyım.
B...urası çok güzel. Dağların manzarası muhteşem. Onların karlarla kaplı halini görebilmek için sabrımı zorluyorum.
14 Ekim
Kanada dünyanın en güzel yeri. Yapraklar kırmızı ve
turuncunun tonlarına dönmeye başladı. Bir atla kır gezintisi yaptım ve bir sürü geyik gördüm. Çok güzeller. Yeryüzündeki en güzel hayvanlar. Burası resmen bir cennet. Kanada'yı çok ama çok sevdim.
Asıl Miras
“Toplantıya
gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye,
muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne
geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu,
ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici
üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak
dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para
üstü var mı diye aranmaya başladı.
– Üstü kalsın kardeşim” dedim.
Döndü bana doğru:
– Vaktin var mı ağabey ?” dedi.
– Üstü kalsın kardeşim” dedim.
Döndü bana doğru:
– Vaktin var mı ağabey ?” dedi.
Ön Yargı
Cerrahın telefonu çalar,
arayan hastahane sekreteridir.
Buyurun sizi dinliyorum.
Sayın hekim, ağır hasta var, acele bütün işinizi bırakın gelin.
Geliyorum deyip hekim telaşla yola düştü.
Hekimi hastahanede hastanın babası hışımla karşıladı:
Benim oğlum ölüm döşeğindedir, ne için bu kadar geç kaldınız? Sizin kendi oğlunuz olsaydı yine böyle yapar mıydınız?
Cerrah gülümsedi:
arayan hastahane sekreteridir.
Buyurun sizi dinliyorum.
Sayın hekim, ağır hasta var, acele bütün işinizi bırakın gelin.
Geliyorum deyip hekim telaşla yola düştü.
Hekimi hastahanede hastanın babası hışımla karşıladı:
Benim oğlum ölüm döşeğindedir, ne için bu kadar geç kaldınız? Sizin kendi oğlunuz olsaydı yine böyle yapar mıydınız?
Cerrah gülümsedi:
Sabahında Bir Sahibi Var
Kral demirciyi çağırıp,
"Yarına kadar bin tane çivi yapmazsan, şafakta asılacaksın" demiş.
Bir günde bin çivinin yapılamayacağını bilen demirci hiçbir
endişeye kapılmadan çivi yapmaya başlamış, hemde özene bezene. Yakınları
ağlayıp sızlarken o çalışmaktan ağlamaya zaman bulamazmış.
Müslüman Bir Tüccar
Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi.
Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları
kaliteliydi.Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi
bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç
geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan.
Merak etti, sordu:
-Hangi kumaştan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?” diye hayret etti,
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?
-Hangi kumaştan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?” diye hayret etti,
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?
Kapalı Kapı
Vaktiyle bir padişah kendisine bir vezir bulmaya karar vermiş ve böyle kocaman bir kapı yaptırmış.
Yaptırdığı kapının ortasına onlarca kilit yaptırmış. Kimisi sürgülü, kimisi halka kilit vesaire derken baştan aşağı her tarafa kilit yaptırmış.
Ve sonra vezir adaylarını bir bir buyur etmiş.
İlk giren adama demiş ki:
- "Sen benim vezirim olmak istiyorsun, değil mi?"
O da demiş:
- "Evet efendim."
Yaptırdığı kapının ortasına onlarca kilit yaptırmış. Kimisi sürgülü, kimisi halka kilit vesaire derken baştan aşağı her tarafa kilit yaptırmış.
Ve sonra vezir adaylarını bir bir buyur etmiş.
İlk giren adama demiş ki:
- "Sen benim vezirim olmak istiyorsun, değil mi?"
O da demiş:
- "Evet efendim."
Bayat Ekmek
Komşumuz Hanife teyze var. 8 aydır konuya komşuya "bayat ekmeğiniz
varmı? Varsa verin kuşlar cama geliyor ıslayıp veriyorum" diyordu.. Çok
da zayıflamıştı. Kiracıydı. "Rutubetini çok ucuza oturuyorum diye
çekiyorum" diyordu.. Eşinden dul maaşı alıyordu. Gülen, şaka yapan
Hanife teyze gitmiş, yerine suskun düşünceli Hanife teyze gelmişti..
Annem dolma yapmıştı. Bir tabak dolma uzatarak; "Hadi götür Hanife
teyzene de sıcak sıcak yesin" dedi..
Hanife teyzenin zilini çaldım..75 yaşındaydı.. Yavaş yavaş gelerek; "Kim o?" dedi.. "Ben Zeynep Hanife teyze" dedim.. "Tamam açıyorum kızım" dedi.. "Annem dolma yolladı" dedim.. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu .. "Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim.. Şimdi yerim" dedi. "Hanife teyze annem tabağı istedi" Hanife teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi.. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı.. Hemen kapının önüne çıktım.. Hanife teyze tabağı uzattı. "İki cihanda aziz olun evladım" dedi. "Sağ ol" dedim...
Hanife teyzenin zilini çaldım..75 yaşındaydı.. Yavaş yavaş gelerek; "Kim o?" dedi.. "Ben Zeynep Hanife teyze" dedim.. "Tamam açıyorum kızım" dedi.. "Annem dolma yolladı" dedim.. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu .. "Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim.. Şimdi yerim" dedi. "Hanife teyze annem tabağı istedi" Hanife teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi.. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı.. Hemen kapının önüne çıktım.. Hanife teyze tabağı uzattı. "İki cihanda aziz olun evladım" dedi. "Sağ ol" dedim...
Kurban Bayramı
Kaldırımda oturur vaziyette el etti ihtiyar..
İki büklüm beli, elinde asası.. Yüzünde derin çizgiler..
Durup, arabaya aldım.
-Nereye gidiyorsun dede ?
-Az ilerdeki kurban kesilen yere bırakırmısın oğlum .?( kapalı semt pazarı )
- Ne yapacaksın orda dede ?
- Belki biraz et verirler..
- Evin nerede ?
- Zafer mahallesinde..
- E nasıl gideceksin uzak oralar..
- Biraz et bulalımda Allah kerim..
Kısa yol boyu bi kamyon dua etti..
İki büklüm beli, elinde asası.. Yüzünde derin çizgiler..
Durup, arabaya aldım.
-Nereye gidiyorsun dede ?
-Az ilerdeki kurban kesilen yere bırakırmısın oğlum .?( kapalı semt pazarı )
- Ne yapacaksın orda dede ?
- Belki biraz et verirler..
- Evin nerede ?
- Zafer mahallesinde..
- E nasıl gideceksin uzak oralar..
- Biraz et bulalımda Allah kerim..
Kısa yol boyu bi kamyon dua etti..
Derviş İle Kuş
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.
Ve ona sorar;
“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”
Derviş kendini savunur;
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.
Ve ona sorar;
“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”
Derviş kendini savunur;
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;
Yaşlı Adam ve Çocuk
Yaşlı adam, bir konfeksiyon mağazasına ait vitrine uzun uzun baktıktan sonra,
ilerideki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek; "Küçük!..." diye seslendi. "Bana biraz yardımcı olur musun?"
Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları misket oyununu ilk defa kazanmış olmasına rağmen arkadaşlarını bırakıp geldi. Yedi sekiz yaşlarındaydı ve üzerindeki elbiseler, tek kelimeyle dökülüyordu.
Yaşlı
adam, çocuğun saçlarını okşadıktan sonra; "Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim." dedi. "Bakalım üzerine uyacak mı?"
ilerideki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek; "Küçük!..." diye seslendi. "Bana biraz yardımcı olur musun?"
Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları misket oyununu ilk defa kazanmış olmasına rağmen arkadaşlarını bırakıp geldi. Yedi sekiz yaşlarındaydı ve üzerindeki elbiseler, tek kelimeyle dökülüyordu.
Yaşlı
adam, çocuğun saçlarını okşadıktan sonra; "Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim." dedi. "Bakalım üzerine uyacak mı?"
Barış Manço Fransız Televizyonuna Konuk Olur
"Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur...
Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir...
Sürekli, "İşte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir.
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar!
Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama ne olacak" der...
Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir...
Sürekli, "İşte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir.
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar!
Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama ne olacak" der...
Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır...
Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir...
Bu şarkının bir bölümü şöyledir:
Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir...
Bu şarkının bir bölümü şöyledir:
Yaşanmış Bir Hikaye
-Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan
rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını
istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı.
-Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi.
-Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece
terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğa devam edeceğine şahit oluyorlardı.
-Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu.
-Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi.
-Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece
terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğa devam edeceğine şahit oluyorlardı.
-Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu.
Gerçektende Öyle Mi ?
Kadınların gidip kendilerine erkek(koca) seçebilecekleri bir erkek
dükkanı(mağazası) açılmıştır.Mağaza 5 katlıdır ve her kat
çıkıldıkça,erkeklerin nitelikleri de yükselmektedir.
Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir:Herhangi bir katın kapısından içeri giren kadın,o kattan alış-veriş etmek zorundadır ve eğer bir üst kata çıkmak isterse,tekrar aşağı katlara inemez.
Bir gün bir grup kız arkadaş,kendilerine erkek seçmek için mağazaya gider,Ve......
1.KAT:kapıda şunlar yazılıdır:"Bu kattaki erkeklerin çalışacak bir işleri var ve çocukları da severler."Kızlar yazıları okur ve şöyle derler:"Eh,hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım."
Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir:Herhangi bir katın kapısından içeri giren kadın,o kattan alış-veriş etmek zorundadır ve eğer bir üst kata çıkmak isterse,tekrar aşağı katlara inemez.
Bir gün bir grup kız arkadaş,kendilerine erkek seçmek için mağazaya gider,Ve......
1.KAT:kapıda şunlar yazılıdır:"Bu kattaki erkeklerin çalışacak bir işleri var ve çocukları da severler."Kızlar yazıları okur ve şöyle derler:"Eh,hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım."
Teminat
Çok şık giyimli adamın biri New York şehrinin en iyi bankalarından
birine girer. Sırasını bekledikten sonra, müşteri temsilcisinin önündeki
koltuğa oturur ve utangaç bir eda ile;
- Çok acele 5,000 dolara 3 haftalığına ihtiyacım var, bunu sizden hemen temin edebilir miyim diye sorar ?
- Çok acele 5,000 dolara 3 haftalığına ihtiyacım var, bunu sizden hemen temin edebilir miyim diye sorar ?
Müşteri temsilcisi adamın giyiminden ve konuşmasından çok etkilenmesine
rağmen, kendi bankaları ile daha önce hiç çalışıp çalışmadığı veya
herhangi bir referansı olup, olmadığı gibi beylik sorularını,
ezberletildiği şekilde sorar.
Adam, bunun üzerine kibarca ve ezilerek bunların aslında hepsini kendisine temin edebileceğini, fakat çok acelesinin olduğunu ve müşteri temsilcisinin temkinli yaklaşımını da gayet anlayışla karşıladığını anlatır ve sorar:
Adam, bunun üzerine kibarca ve ezilerek bunların aslında hepsini kendisine temin edebileceğini, fakat çok acelesinin olduğunu ve müşteri temsilcisinin temkinli yaklaşımını da gayet anlayışla karşıladığını anlatır ve sorar:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)